Sahilde çay bahçeleri, arka sırtlarda büyük şehir parkı ile ünlü olan semt, yeşillerle örtülüdür. Sahildeki Şerifler Yalısı, Park içinde kafe olarak kullanılan köşkler değişik çağlardakiOsmanlı mimarisinin örneklerindendir
Osmanlı Padişahlarından I. Abdülhamit, bugün Emirgan'ın bulunduğu bölgeyi iskana açmıştır. IV. Murat, İran seferi sırasında Erivan'ı kuşatmıştı. Kaleyi korumakla görevli Emir Güne Han, şehri savaşsız bir şekilde Osmanlı Devleti'ne teslim etti. Kale komutanının bu davranışı hoşuna giden IV. Murat, kaleyi Osmanlı Devleti'ne savaşsız bir biçimde teslim etmesinden dolayı haklı olarak 'vatan haini' damgasını yiyeceği İran'a dönme olanağını artık yitirmiş bulunan Emir Güne'yi alıp İstanbul'a getirdi ve o zamana kadar "Feridun Bey Bahçeleri" adıyla anılan bugün Emirgan'ın yer aldığı semti kendisine bağışladı.
Emir Güne burada derhal kolları sıvayarak envayi çeşit içki imal etmek olan işine başladı ki bu sırada IV. Murat içkiyi yasaklamıştı. Bu eski Boğaz semtine 'Emirgân' denmesinin sebebi işte yukarıda anlattılanlardan kaynaklanmaktadır.
"Mükemmel, ayrıntıların bileşkesidir, o ayrıntılardan biri yerinden çekip çıkarıldığında geriye kalan, eksikliğinden dolayı artık mükemmel değildir" sözünün sahibi olan Rahmi Alp'de 05.05.1946'da Emirgan'da dünyaya gelmiştir. Emirgan'ın Muhtarı olan Şakir Şahin, bölgedeki Osman Saçmacı İlköğretim Okulunun eski müdür yardımcısıdır.
Emirgan parkı son yıllarda yerleştirilen spor aletleri ve yapılan koşu parkuruyla 'sadece piknik yapılmaya gelinen yer' kimliğinden kurtulmuş, hem sahili hem parkıyla sağlıklı yaşam tutkunları için yeni bir merkez konumuna gelmiştir. Emirgân'ın en büyük problemi ise hızlı kentleşme sonucu oluşan betonlaşmadır. Gerek bitmeyen, inşaat halinde kalan çalışmalar, gerek biten ama bölgeyle doku uyuşmazlığı gösteren yapılar bölgenin tarihi dokusunu sadece emirgan parkında gözlemleyebilmemize sebeb olmuştur. (Bilgi amaçlı Vikipediadan alıntıdır.)